27 Ağustos 2013 Salı

Girls’ Generation neden sevilir,aslında nedensiz de sevilir.


Girls' Generation nam-ı diğer SNSD,kpop alemindeki onca boyband sürüsüne inat listemin en başında.İçimde tutamadım sevgimi,yazdım gitti.

Girls’ Generation’ın SM ile imtihanı:

Şirketleri SM Entertainment pek çokları tarafından antipati duyulan bir şirket,politikaları ve farklı başka başka nedenler yüzünden.Ama bunun faturasının Girls' Generation gibi bir gruba çıkarılmasını haksız buluyorum ben.Herkes her mevzunun ne kadarını bilebilir ki oturdukları yerden ona buna çamur atma yetkisine sahip olsunlar.Yanlış anlaşılmasın,SME’ın avukatlığını yapmıyorum,yeteri kadar bilgi sahibi de değilim.Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim,ben bu şirketin ortaya çıkardığı işleri çok beğenerek takip ediyorum,çok para akıtıyorlar orası ayrı,ama ortada emek olmadığını söyleyen insanın da alnını karışlarım.İnsanların zamanlarını bir şeyleri sevip kendilerini geliştirme yerine,antilik yaparak –anti olduğu şey ne olursa olsun-geçirmesi,nefret etmenin yorucu ve negatif havasını ‘antilik’ adı altında kişiliğinin bir parçası yapması çirkin ve hiç de akıllıca olmayan bir şey.

Dı boys,dı boys,dı boys,dı boys dı boyzzzaaaa.

Kendimi yokladım geçenlerde,ben neden bu kızları bu denli çok seviyorum diye. GG ile tanışmam The boys albüm zamanına tekabül ediyor,ki bana kendilerini sevdirmek için The boys’tan daha iyisi olamazdı,müzik videosunu görür görmez yıldırım aşkına tutulmuştum bir kere.Gee ya da Oh! hit olmalarına rağmen pek de bana göre şarkılar değiller,Genie ve Run Devil Run ise sevmesine severim ama kızları bu denli sevmemi sağlamaya yetmezdi,The boys’un zamanlaması harikaydı esasında,en azından benim için :)

Ben güzele güzel derim.

Kızların güzelliğinden bahsetmemek ayıp olur,göze ilk çarpan özellikleri bu zaten.Seohyun ve Yoona hariç üyelerin hepsi estetikli diye bir söylenti mevcut olsa da ne kadarı doğru bilinmez.Bence hiç önemi yok estetikmiş,doğalmış estetikse de doktoru kutlamak gerek elleri dert görmesin :) Tüm tanıdıkları ona GG’nin plastik cerrahı kim diye sorduğundan,Beatles Code 2 mc si Super Junior’dan Shindong’un kızlardan plastik cerrahlarının telefon numarasını istemişliği var yayın esnasında.Kore’de estetik yaptırmak kadar normal bir şey yok,sadece ünlüler için geçerli değil bu sıradanlık halk için de geçerli.Estetik bizdeki gibi gerim gerim ya da orantısızca şişmiş suratlardan ibaret değil,estetikten sonra da doğal bir görünüm yakalamak esas,plastik cerrahi sektörü de çok iyi yönde gelişmiş vaziyette bu yüzden.

Balad denince akla.
GG’nin müziğine dair ilk göz ağrım her 10 cümlede bir belirttiğim The Boys olsa da,Japonca albümlerini Korece albümlerinden her daim daha çok sevmişimdir.Japonca albümler dünyanın en büyük 2. müzik endüstrisinde tutunabilmek için daha itinalı yapılmış gibi geliyor bana.Korece şarkılarını da ayıla bayıla dinliyorum tabi ayrı orası.İflah olmaz bir balad hastasıyım,GG’nin en güçlü yönlerinden biri de bu.Born to be lady,all my love is for you,not alone,complete,time machine,balad playlistimin demirbaşları adeta.TTS’den baby steps’i de unutmayayım.
 




 
               Not alone ve time machine'in kaliteli live versiyonlarını bulamadım maalesef.
 
SMTOWN’u severiz Min Hee Jin’den ötürü.













GG’nin müzik videoları görsel anlamda da adeta birer sanat eseri.Sadece kızların güzellikleri değil videoları böyle kılan,muazzam bir prodüksiyon var her birinde.Konsept desen o biçim.Albüm photoshootlarına da canım sıkıldıkça bakıp duruyorum,şahaneler çünkü.Sanat yönetmeni Min Hee Jin’in dehasına diyecek laf bulamıyorum,ilhamı daim olsun.

Christmas Fairy Tale ve Romantic Fantasy

Her birini yüzbinmilyon kez izlediğim special showları.Özellikle üyelerin solo special stageleri akıllara zarar.İzlediğim için kendimi şanslı sayıyorum açıkçası.Yazmaya kalksam sevgimi uzar gider en iyisi ben susayım da birkaç video konuşsun:
 
Christmas Fairy Tale:
 
 
Bunlar da Romantic Fantasy'den:
 


SNSD and the Dangerous Boys


Bir de kızların amansız ergenlere hayat koçluğu yaptığı SNSD and the Dangerous boys variety show’undan bahsedeyim,9. bölümdeyim daha bitirmedim ama acayip eğlenceli bir program.Seohyun’un maknae haliyle anneanne tepkileri,Taeyeon’un koçluk yaptığı Huihoon tarafından tanrıça ilan edilişi,Sunny’nin yargı sürecini manipüle edici avukatlığı,Yoona’nın alınganlıkları akabindeki timsah kahkahaları,Sooyoung’un zayıflığının ergenlere dahi dert oluşu,Jess ve Yuri’nin tepkileri tek cümleyi geçmeyen öğrencileri Gu Ji-soo’yu anlama çabaları,Hyoyeon’un yarışmalarda herkesin cevabına kulp bulma çabaları,Tiffany’nin Fame müzikaline çağırdığı öğrencisi Kyung Kyu’ya backstage’de yaptığı doğum günü sürprizi,her şeyi ama her şeyi ile dört dörtlük.Öğrencilerin küfür etme alışkınlıklarının küfürlerin yerine GG şarkı sözleri söylenmesi teşvik edilerek yok edilmeye çalışılması da beni gülmekten yerlere yatıran ayrı bir olay :)

Jigeumeun SNSD, apuerodo SNSD, yeongwonhi SNSD!

  oy oy oyyyyy…
Ne zaman GG konser performansı izlesem içimden atın beni denizlere diye haykırmak gelir.Hadi grupcak şarkıları icra ediyorsunuz,special stageleri niye ‘sen o sandalyede/koltukta otururken dünyada neler oluyor peheeeeeeey’ demeye getiriyorsunuz bre vicdansızlar.İzleyip izleyip pink oceandaki her kafa gölgesine haset ediyorum sonra.

Ufak bi reklam arası.

Yazının bu noktasında yeni yeni idrak ediyorum,kafayı bozmuşum ben yeminle,hayırlı olsun.Sanki mv’ymişcesine GG’nin rol aldığı reklam filmlerini dahi milyonlarca kez izliyorum ki ben,mesela:


 

TTS comeback'i mi,hani nerde?

Haber yeni düştü nete,Taeyeon,Tiffany ve Seohyun'dan oluşan TTS triosu Twinkle'ın İngilizce versiyonuyla comeback yapacaklarmış yakında.Barındırdığı her şarkıyı sevdiğim çok az albüm var,Twinkle da onlardan biri.Yeni albümleri de seneye çıkacakmış,bekliyorum heyecanla.
  TTS'in bu performansı ise Music Core mcliğine veda mahiyetinde bir special stage,'Goodbye,Hello'

Bias mevzubahisse….

GG’nin her üyesini ayrı ayrı sevsem de Tiffany’nin,hatta Tippani demem daha doğru,bendeki yerini ayırmadan edemeyeceğim.Airport fashion stili,sevimli İngilizce aksanı,pink monsterlık düzeyindeki pembe obsesyonu,eye smiling erbaplığı ile mantarlardan daha parlak pani pani Tippani;canımsın.

Bir teşekkür:

Son olarak Ispanak Gazetesi’ne ve tabii ki Ezgi’ye bir okuru olarak,hakkında ağzı olanın yalan yanlış konuştuğu Soshi’yi böylesine azimle doğru tanıtmaya çalıştığından ötürü naçizane teşekkürümü borç biliyorum.SNSD sevgimde bu bloğun payı çok büyüktür:   http://ezgdmrll.wordpress.com/

bu da ülkemizdeki en kaliteli GG fan sitesi,tabii ki bu işte Ezgi’nin parmağı var: http://girlsgenerationturkey.wordpress.com/tag/gg-turkey/

ve bitti.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder