19 Temmuz 2014 Cumartesi

Mutfakta neler oluyor?



İlk sezonuyla izleyicisine çok şey vadeden bir diziydi Hannibal.Lakin 1. sezon bu sezonun yanında cici bebe reklamıymış meğer…Sezon finalini izleyeli epey oluyor,olayların kronolojik sırası falan filan hafızamın epey derinlerinde o yüzden bu yazı biraz parça pinçik ordan buradan her şeye rağmen hatrımda iz bırakmış 2. sezonda cereyan eden belli başlı olayların hunharca listelenmesinden ibaret olacak.Yazının devamı da spoiler içeriyor,bilginize.

- Will Graham-Mahpus damlarında.

Yahu bu adam kendiyle nasıl yaşıyor ben hayret ediyorum.Hele hapislere düşünce daha bir çekilmez,halüsinasyonları falan daha bir katlanılmaz oldu hadi onu geçtim aklanınca birileri çıkışa tofu getirseydi bari,koca sezon bölüm adları Japon mutfağından bulup buluşturup koydular,gerçi hapisten çıkanı kapıda tofu ile karşılamak Güney Kore geleneği ama olsun,yine de bekledim ben.

-Alana Bloom-Hannibal Lecter İlişkisi-Oy dağlar…


Kurtla kuzu olan bu çift bu sezon kabusum oldu resmen. Bu tongaya nasıl düştü kelebeğim,bir tanecik Alana’m… O kızcağızın başına bir şey gelirse(ki gelen de sezon finali geldi aslına bakarsanız) alacağınız olsun senaristler.

        -Mason Verger-Sana ne desem az...
 
 Bu karakter diziye ne zaman iştirak etti,işte o zaman dizinin delilik seviyesi aldı başını halay çekmeye başladı.Hali,tavrı,ses tonundan dahi irrite olduğum Mason Verger kardeşi Margot’ya dünyayı dar eden sadistin önde gideni çıktı doğal olarak.Gözyaşı aromalı martini içmesinden,domuzlarını besleme şekline kadar
tam bir psikopatla karşı karşıya idik.Zavallı Margot’nun da miras için belki erkek bir varis annesi olurum düşüncesiyle (Verger mirası yalnızca erkek varisler içinmiş zira)Will ile pembe panjurlu(!) ufuklara yelken açmasının Mason tarafından öğrenilmesi de zavallı kızın tüm jinekolojik organlarına mal oldu.
Mason’ın sonuna değinmek istemiyorum,çok rahatsız edici bir sahneye meze oldu kendisi,ölmedi ama süründü öyle diyip çıkıyorum işin içinden.

-Fredric Chilton-Bu sezonun bahtsızı.
Tüm suçların üstüne kaldığı yetmiyormuş gibi bir de canından oldu.Bu sezon açık ara en acıdığım karakter.

-Miriam Lass-Öldü sandık ama…

Yaşıyormuş meğersem.Neymiş öyle elin kolun ordan buradan çıkması bir insanın öldüğüne delalet etmiyormuş.Pekala da seneler sonra hipnoz edilmiş vaziyette ortaya sürülüp canlı silah niyetine kullanılabilirmiş.(Chilton’ı öldüren abla da kendisi)

 
-Abigail-Everybody loves Abigail.

Bu kedi fare oyunlarının bu manipülasyonların bir kısmı hep senin uğruna Abigail.Bu kızı sevmeyen,uğruna ölmeyecek adam yok koca dizide herkes Abigail’i olmayan kızı o da olmadı ölen kardeşi yerine koyuyor arkadaş.Hayır bi de etmedikleri de kalmadı kıza boğazını kestilerdi gene ölmemiş son bölüm peyda oluverdi birden şaşkına döndük.Finalde gene kesildi boğazı ne olacak bu sefer hadi bakalım.

 
 
 -Freddie Launds-Ne çetincevizmişsin.

Will Hannibal’ın gözüne girmek için öldürdü bu gazeteciyi sandık ama yine yanıldık.Bize gösterilen sahte bir görüntüye tanıklık etmişiz oysaki,tezgahmış hepsi.Burdan da ne öğrendik,bu dizide gördüğüne bile ihtiyatlı yaklaşmalı öyle hemen inanmamalı.

 
  -Beverly Katz-Meraktan öldü dersiniz.

Bir acı kayıp daha.Will tarafından yönlendirilip Hannibal’a dair gerçekleri anlamasına ramak kala ava gitti avlandı maalesef Katz.Cesedinin sergileniş şekli de The Cell filminde atın öldüğü sahne ile aynıydı neredeyse.
    

    -Jack Crawford-Kendi iyi niyetinin kurbanı

Tek suçu Will’e güvenmek olan Crawford, Will’den iyilik namına bir şeyler bekleyen dünya üzerindeki tek kişi,aferin sana Polyanna.Finalde başına gelenler üzdü beni ama tabiri caizse tutup Will ile Hannibal’ı birlikte oyun parkına salarsa bir insan,kendi başına geleceklere de az çok pay biçmesi gerek kanımca.

       
  -Will-Hannibal Dostluğu(!)

Önce başka seri katilleri birbirlerini öldürmeleri için azmettirdiler,sonra aynı masada dostluk nişanesi niyetine tek lokmada kuş yediler.Alın size''Gagasını da yiyeyim mi?''nin canlı örneği.Sezonun bu en gelgitli, hiçbir kalıba sığmayan tuhaf arkadaşlık ilişkisini dehşete kapılarak izledim,finalde de işler epey karıştı 3.sezona da epeyce malzeme var gibi görünüyor şu an.

-   Ölmeceler,ölmeceler…

Estetik sunumlu cinayetlerin ekrana yansıtılmasında çığır açan Hannibal senaristleri bu sezon da formlarından bir şey kaybetmediklerini ispatlar nitelikte işler yaptılar.Görsel olarak en etkileyici anlardan biri de her yere otopark yapma onayı veren yetkilinin bir otoparkın ortasında ve yanılmıyorsam bir kiraz ağacının içine yerleştirilmiş vaziyette ve iç organlarının yerinde hangi organı zehirleyerek öldürüyorsa o çiçek yerleştirilmiş halde bulunmasıydı.(kalp yerinde belladonna mesela ) Şu insanları derisinin renk tonuna göre öldürüp cesetlerde devasa bir göz motifi yapan seri katili de hatırladım şimdi ki en sonunda Hannibal tarafından öldürülüp kendi tasarladığı motifin merkezine yerleştirilmişti.Bu kafa ne kafası senaristler demeden geçemedim izlerken.
Elbette bahsetmeyi ıskaladığım önemli noktalar olmuştur ama bahsettiklerim de nöronlarımın    iletim maratonundan sağ kurtulanlar.Bu yazıyı çok geç olsa da yazdım zira True Detective öve öve bitirilemiyordu izleyip yazı yazayım çok istedim izledim de ama beklentilerimin çok altında kaldı,ona niyet Hannibal’a kısmet oldu bu yazı da.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder