İlk sezonuyla izleyicisine çok şey vadeden bir diziydi
Hannibal.Lakin 1. sezon bu sezonun yanında cici bebe reklamıymış meğer…Sezon
finalini izleyeli epey oluyor,olayların kronolojik sırası falan filan hafızamın
epey derinlerinde o yüzden bu yazı biraz parça pinçik ordan buradan her şeye
rağmen hatrımda iz bırakmış 2. sezonda cereyan eden belli başlı olayların
hunharca listelenmesinden ibaret olacak.Yazının devamı da spoiler
içeriyor,bilginize.
- Will Graham-Mahpus damlarında.
Yahu bu adam kendiyle nasıl
yaşıyor ben hayret ediyorum.Hele hapislere düşünce daha bir
çekilmez,halüsinasyonları falan daha bir katlanılmaz oldu hadi onu geçtim
aklanınca birileri çıkışa tofu getirseydi bari,koca sezon bölüm adları Japon
mutfağından bulup buluşturup koydular,gerçi hapisten çıkanı kapıda tofu ile
karşılamak Güney Kore geleneği ama olsun,yine de bekledim ben.
-Alana Bloom-Hannibal Lecter
İlişkisi-Oy dağlar…
Kurtla kuzu olan bu çift bu sezon
kabusum oldu resmen. Bu tongaya nasıl düştü kelebeğim,bir tanecik Alana’m… O
kızcağızın başına bir şey gelirse(ki gelen de sezon finali geldi aslına
bakarsanız) alacağınız olsun senaristler.
-Mason Verger-Sana ne desem az...
Bu karakter diziye ne zaman
iştirak etti,işte o zaman dizinin delilik seviyesi aldı başını halay çekmeye
başladı.Hali,tavrı,ses tonundan dahi irrite olduğum Mason Verger kardeşi
Margot’ya dünyayı dar eden sadistin önde gideni çıktı doğal olarak.Gözyaşı
aromalı martini içmesinden,domuzlarını besleme şekline kadar
tam bir psikopatla karşı karşıya idik.Zavallı Margot’nun da miras için belki erkek bir varis annesi olurum düşüncesiyle (Verger mirası yalnızca erkek varisler içinmiş zira)Will ile pembe panjurlu(!) ufuklara yelken açmasının Mason tarafından öğrenilmesi de zavallı kızın tüm jinekolojik organlarına mal oldu.
tam bir psikopatla karşı karşıya idik.Zavallı Margot’nun da miras için belki erkek bir varis annesi olurum düşüncesiyle (Verger mirası yalnızca erkek varisler içinmiş zira)Will ile pembe panjurlu(!) ufuklara yelken açmasının Mason tarafından öğrenilmesi de zavallı kızın tüm jinekolojik organlarına mal oldu.
Mason’ın sonuna değinmek
istemiyorum,çok rahatsız edici bir sahneye meze oldu kendisi,ölmedi ama süründü
öyle diyip çıkıyorum işin içinden.
-Fredric Chilton-Bu sezonun
bahtsızı.
Tüm suçların üstüne kaldığı
yetmiyormuş gibi bir de canından oldu.Bu sezon açık ara en acıdığım karakter.
-Miriam Lass-Öldü sandık ama…
Yaşıyormuş meğersem.Neymiş öyle
elin kolun ordan buradan çıkması bir insanın öldüğüne delalet etmiyormuş.Pekala
da seneler sonra hipnoz edilmiş vaziyette ortaya sürülüp canlı silah niyetine
kullanılabilirmiş.(Chilton’ı öldüren abla da kendisi)
-Abigail-Everybody loves Abigail.
Bu kedi fare oyunlarının bu
manipülasyonların bir kısmı hep senin uğruna Abigail.Bu kızı sevmeyen,uğruna
ölmeyecek adam yok koca dizide herkes Abigail’i olmayan kızı o da olmadı ölen
kardeşi yerine koyuyor arkadaş.Hayır bi de etmedikleri de kalmadı kıza boğazını
kestilerdi gene ölmemiş son bölüm peyda oluverdi birden şaşkına döndük.Finalde
gene kesildi boğazı ne olacak bu sefer hadi bakalım.
-Freddie Launds-Ne
çetincevizmişsin.
Will Hannibal’ın gözüne girmek için öldürdü bu gazeteciyi sandık ama yine yanıldık.Bize gösterilen sahte bir görüntüye tanıklık etmişiz oysaki,tezgahmış hepsi.Burdan da ne öğrendik,bu dizide gördüğüne bile ihtiyatlı yaklaşmalı öyle hemen inanmamalı.
Will Hannibal’ın gözüne girmek için öldürdü bu gazeteciyi sandık ama yine yanıldık.Bize gösterilen sahte bir görüntüye tanıklık etmişiz oysaki,tezgahmış hepsi.Burdan da ne öğrendik,bu dizide gördüğüne bile ihtiyatlı yaklaşmalı öyle hemen inanmamalı.
-Beverly Katz-Meraktan öldü
dersiniz.
Bir acı kayıp daha.Will
tarafından yönlendirilip Hannibal’a dair gerçekleri anlamasına ramak kala ava
gitti avlandı maalesef Katz.Cesedinin sergileniş şekli de The Cell filminde atın
öldüğü sahne ile aynıydı neredeyse.
-Jack Crawford-Kendi iyi niyetinin kurbanı
Tek suçu Will’e güvenmek olan Crawford,
Will’den iyilik namına bir şeyler bekleyen dünya üzerindeki tek kişi,aferin
sana Polyanna.Finalde başına gelenler üzdü beni ama tabiri caizse tutup Will
ile Hannibal’ı birlikte oyun parkına salarsa bir insan,kendi başına geleceklere
de az çok pay biçmesi gerek kanımca.
-Will-Hannibal Dostluğu(!)
Önce başka seri katilleri
birbirlerini öldürmeleri için azmettirdiler,sonra aynı masada dostluk nişanesi niyetine
tek lokmada kuş yediler.Alın size''Gagasını da yiyeyim mi?''nin canlı örneği.Sezonun bu en gelgitli, hiçbir kalıba sığmayan
tuhaf arkadaşlık ilişkisini dehşete kapılarak izledim,finalde de işler epey karıştı 3.sezona da epeyce malzeme var gibi görünüyor şu an.
- Ölmeceler,ölmeceler…
Estetik sunumlu cinayetlerin ekrana yansıtılmasında çığır açan Hannibal senaristleri bu sezon da formlarından bir şey kaybetmediklerini ispatlar nitelikte işler yaptılar.Görsel olarak en etkileyici
anlardan biri de her yere otopark yapma onayı veren yetkilinin bir otoparkın
ortasında ve yanılmıyorsam bir kiraz ağacının içine yerleştirilmiş vaziyette ve
iç organlarının yerinde hangi organı zehirleyerek öldürüyorsa o çiçek
yerleştirilmiş halde bulunmasıydı.(kalp yerinde belladonna mesela ) Şu
insanları derisinin renk tonuna göre öldürüp cesetlerde devasa bir göz motifi
yapan seri katili de hatırladım şimdi ki en sonunda Hannibal tarafından
öldürülüp kendi tasarladığı motifin merkezine yerleştirilmişti.Bu kafa ne
kafası senaristler demeden geçemedim izlerken.
Elbette bahsetmeyi ıskaladığım önemli
noktalar olmuştur ama bahsettiklerim de nöronlarımın iletim maratonundan sağ
kurtulanlar.Bu yazıyı çok geç olsa da yazdım zira True Detective öve öve
bitirilemiyordu izleyip yazı yazayım çok istedim izledim de ama beklentilerimin
çok altında kaldı,ona niyet Hannibal’a kısmet oldu bu yazı da.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder